
TERSANE
Geçmişten Günümüze Bodrum Guleti
Deniz aşıklarının yegane dostları olan guletlerin hikayesi antik çağlara kadar uzanır. Büyülü masallardan çıkmış gelmiş gibi duran bu yelkenliyle karşılaşanlar, ister istemez onun çekimine kapılır ve keşfetmenin cazibesine kapılarak hayallere dalarlar. Gulet kelimesi, Fransızca olan goélette ve İtalyanca olan goletta terimleriyle aynı kökenden gelir. Eğer daha da derinlere dalmak istersek, gulet teriminin kökeni önce galliot’a (İki direkli Hollanda ticaret gemisi), oradan da kalyona (galleon) kadar uzandığını görebiliriz.
Guletlerin izine Karya döneminden itibaren rastlamak mümkün. Özellikle korsanlar tarafından kullanılan bu iki yelkenli tekneler, on dokuzuncu ve yirminci yüzyılda iş teknesi olarak kullanılmış, günümüzde Bodrum’un hünerli ustalarının ellerinde lüks mavi yolculuk yatlarına dönüşmüş ve buradan tüm dünyaya hızla yayılarak, özgürlüğünü sadece denizde yaşayabilenlerin evi olmuşlardır. Eskinin süngercisi, balıkçısı ve yük taşıyıcısı olan bu yelkenliler artık aradığınız her konforu size sunan kamaraları ve güneşin tadını çıkartabileceğiniz geniş güverteleriyle, modern hayatın ve teknolojinin tüm yeniliklerini Ege’nin bir Rönesans sanatçısının elinden çıkmış gibi olan koylarıyla birleştirmesiyle biliniyor. Mavi yolculuklar artık guletlerle çok daha güzel.
1964 yılına bir zaman yolculuğu yapıp Bodrum limanlarını gezerseniz, günümüzün guletlerine benzer hiçbir yelkenliye rastlamayacaksınız, şaşırmayın. Şimdilerde park alanı olarak kullanılan marinanın yanı başındaki yeşil alana gittiğiniz zaman o günlerin eski tersanesiyle karşılaşmış olacak, baş taraflarında kuş ya da balık simgesi olan neredeyse hurdaya dönmüş süngerci ve balıkçı tekneleriyle karşılaşacaksınız. Meyhaneler sokağını arayacak olursanız ne yazık ki bulamayacaksınız, orası tüm mekanik işlerin yapıldığı mütevazi dükkanlarla doluymuş o zamanlarda. Tersanelerde çalışan işçileri ve ustaları izleyin, aralarından biri hünerli elleriyle dikkatinizi çekecek, kendisi Ziya Güvendiren, yani Ziya Usta olur. Köy marangozu iken tekne imalatına başlayan bu güzel insan, Bodrum’a çok şey kazandırmış, birçok eser ortaya koymuş ve günümüze ustalar yetiştirmiştir.
Ziya Usta, “Nağmenin Mehmet” olarak bilinen Mehmet Uyav’ın yanında yetişmiştir. İlginç hayatıyla ön plana çıkan Mehmet Usta, Akdeniz kıyılarımızla ilk defa imal edilen “Ege Gülü” isimli guleti 1958 yılında yapmasıyla bilinir. Günümüzün ünlü ustalarından “Fenerci Mehmet” ya da diğer bilinen adıyla “Güllüklü Mehmet Usta” ve Çolak Erol (Erol Ağan), Ziya Usta’nın yanında yetişmişlerdir. Çolak Erol, İçmeler Mevkii’ndeki Tersaneler Bölgesi’ni kendi çabalarıyla kurmuştur ve yaptığı Bodrum guletleri sanki bir Antik Yunan heykeltıraşının elinden çıkmış gibidir, canlı ve egzotiktirler.
Ziya Usta’nın geliştirdiği teknikler günümüz gulet yapımında hala kullanılmakta. Günümüz ustaları, gulet yapımının bir ilham meselesi olduğu konusunda hemfikir. Hala hayatta olan değerli usta Çolak Erol’un sözleriyle kapatalım yazıyı: “Benim yerim şimdiki Yetti Gari’nin yerindeydi. Karşıdaki kahveye oturup gelip geçen güzel turist hanımları seyrederdim. Ben o turist hanımlardan ilham alarak yaptım, guletlerin kıçlarını. Allah için, benim yaptığım gulet kıçını hiç kimse yapamaz.”